Komünler, kolektifler kendilerini benzerlerine ve mevcut toplumsal düzene karşı koyuş pratiklerini örgütlemeye çalışan başka topluluklara bir ağ ilişkisi içinde bağlamalı ve bağlanmalıdırlar. Bu bağlar ve bağlanmalar ortak iktisadi dayanışma zeminleri var ettikleri ölçüde sistemin kuşatmasına karşısında daha sağlam durabilme olanakları artacaktır. Nasıl olabileceğine dair birçok örnek vardır dünyada. Brezilya’daki Topraksızlar hareketi bunlardan biridir. Küçük ölçekli birçok örnek kurulmakta kurgulanmakta, büyümeleri ve toplumsal yapıyı etkilemeleri mümkündür bu örneklerin. Ne var ki bu tür ağların içinde olması gereken, kendini muhalefet alanında tanımlayan insanların çoğu bu yapıların dışında durmayı, mevcut sistemin ilişki ağları içinde kalmayı tercih etmektedirler. Statükoyu korumak ve bireysel gelecek kaygısı teslimiyetin başlangıcı olmaktadır.
Bugün başka türlü olabileceğine dair kanıt örnekler oluşturmak elzemdir, işleyen, çoğaltılabilir yaşam pratikleri örgütlemek ve sürdürmek, iktisadi sıkıştırılmışlığın yarattığı zihinsel daralma ve ahlaki alçalmaya karşı koyabilmenin de korkularımız ve kaygılarımızla başa çıkabilme gücünü bulabilmenin de yolu olacaktır. Yalnız olmadığımızı ve kalmayacağımızı bilmek halinin yaratacağı özgüven bir süre yalnız kalsak ta bu durumla baş edebilmemizi ve başkalarını bulma çabasından vazgeçmemeyi öğretecektir bize. Ve aynı zamanda mülk ve iktidar arzumuzla hesaplaşmayı. Kurulacak ağlar bir toplumsallık oluşturmanın içini doldurmaktır. Çok yönlü olarak yaşamın her alanında örgütlenmek anlamına gelecektir. Önüne çıkacak ihtiyaçlara birlikte çözüm bulma kapasitemizi artıracaktır. Toplumsal ilişkilerde bireysel çıkar ve ikbal kapısı peşinde koşmanın yarattığı sosyal ve ruhsal deformasyonlara karşı durabilme zemini yaratmaktır.
Komünler, kolektifler ve diğer topluluklarla bir ağ oluşturma çabası olarak yürütülen Kır Kent Ağı buluşmaları katılımlara açık tartışmalarını, katılımlarla çeşitlendirilmiş bir zemini oluşturma çabalarını sürdürmektedir.
Meselemiz tahakküm, hiyerarşi ve ayrıcalık üretmeyen bir perspektifle dünyayı anlamak ve yeniden kurma çabasına girmektir.
Birbirimizi çoğaltılabilir zeminlerde bulma dileğiyle.